19 Haziran 2013 Çarşamba

AVUSTRALYA (bölüm1)

Selam

Avustralya'ya gitmek isteyenler ve merak edenler için bir kaç gezi anımı paylaşmak istedim :)
Ağustos ayının sonunda yani Avustaralyanın kış vaktinde oraya gittik.İlk durağımız  Melbourne dü.22 saatlik uzunca bir yolculuk sonunda Melbourne  karaparçasını gördüğümde nekadar sevindiğimi anlatamam :))  Melbourne şehir merkezinde studyo dairede kaldık.Burası eğer  bizim gibi araba kiralamadıysanız kalınacak en iyi yer diyebilirim.Metro ve tren hatları ayağınızın altında.Biz ilk günümüzü dinlenme ve yemek alışverişine ayırdık. :) Kaldığımız yerden ring yapan hafif tramvay mevcuttu.Bu hat bedava ve  tüm turistlik yerleri görme imkanınız var:).Aşağıdaki linkten  liht rail hattına ve mykii leri bulabilirsiniz.

http://www.yarratrams.com.au/using-trams/visitors-new-users/city-circle-tram/

Bu biletlerle bedava günlük tüm ulaşım araçlarına binebilirsiniz.
Biz yemek alışverişimiz için ilk victoria markete gittik. Oradan pazar alışverişimizi yapıp yine bedava trenimizle geri döndük.Pazarın organik meyve sebze kısmı ve büyükçe bir giyim kısmı var ayrıca ayrı bir yerde et ve balık kısmı mevcut burayı bir açık hava pazarı olarak düşünebilirsiniz.Ama pazar beşten sonra kapalı ve eğer öğleden önce giderseniz daha fazla sebze ve ürün görebilirsiniz.Pazarın organik kısmından Manuka balı aldık 21 dolara :) fakat gerçekten çok değişik bir bal.Ayrıca Avustralya fındığıda ( makadamia ) gerçekten ilginçti bizim fındıklara hiç benzemiyor.Daha yağlı ve değişik bir tadı var.Bu fındık avustralyanın yağmur ormanlarında bulunmuş. Mutlaka deneyin :)


Baramundi balığı ünlü balıkları, bu balık adını aborginlerden almış ve genellikle Avustralyalılar dışarıda balık yemeğe çıktıklarında bu balığı tercih ediyorlar :)) mevsiminde giderseniz bir tane alıp yiyebilirsiniz.Tabi kestirip, balıklar çok büyük :))

Avustralya farklı kültür topluluklarının bir araya gelip yaşadığı bir ülke olduğundan burada her çeşit yemek tarzı bulmak mümkün.Melbourne türk nüfusunun oldukça yoğun olduğu bir yer ,her an biri sizinle türkçe konuşabilir :)) Türkler genellikle yemek sektöründe olduğu için kebapçılar çok burada.Bizdeki ramazan pidesi burada türk ekmeği olarak satılıyor.
Melbourne şehir gezimizi daha sonraya bıraktığımız için buraya ait gördüklerimi daha sonra anlatmak üzere  okyanus yolu turumuzu sizinle paylaşmak istiyorum.

OCEAN ROAD (OKYANUS YOLU)

Ertesi gün ocean road yoluna gittik .Melbourne şehir içi kışın azıcık durağan ve sesiz olsa da doğa tutkunları için  çevresinde görülebilecek bir çok yer mevcut.Okyanus yoluda bunlardan en güzeli diyebilirim.Bizim gibi okyanus havası almayan iç denizlerin sakin havasına alışkın insanlar için burası daha vahşi,olanca heybeti ve değişken havasıyla oldukça ilgi uyandırıcıydı.Gezimiz esnasında bu yol üzerinde yer alan birkaç plaja da uğradık görülmeye değerdi gerçekten.İlk durağımız olan Bels Beach sahili South Barwon de yer almaktadır.Dünyanın uzun soluklu sörf yarışlarının yapıldığı yerdir. Rip Curl Pro Surf & Music Festival olarak geçer.Biz hernekadar o yarışları görmesek de yinede sörf yapanları görme fırsatımız oldu :) Sörf  çoğu avustralyanın deniz aktivitelerinin başında geliyor.











Son bir sahili de gördükten sonra ocean roads yoluna girdiğimizde hava günlük güneşlikti.





ocean road üzerinde yolumuz Wye River  a düştü .Burası Avustralya victoria eyaletinin otway coast bölgesindeki şirin evleri ile küçük bir kasabası.Kasabanın kısa bir hikayesi de varmış, adını kasabadaki suyun denizle birleştiği  nokta olan suyolundan (waterway) alıyormuş.1882 de İki denizci olan kardeş ve kuzenleri alex buraya tarım ve balıkçılık yapmak ve yerleşmek için gelmiş.Okyanus yolunun açılmasıyla şimdilerde burası çok ünlü bir turist durağı haline gelmiş.Ayraca sahilide sörfçülerin uğrak yeri  ve gezginler için iki  karavan  alanıda bulanmakta.



Bu yolu devam ederken otway ulusal parkı içinde melbourneden yaklaşık 200 km uzakta Cape otwaye gittik. Burası güney avustralya victoria ayeletinin deniz feneri .Herşeyin bir hikayesi olduğu gibi burasıda farklı bir hikayeye sahipmiş.Bizde bizi gezdiren cana yakın rehberimizden öğrendik.yolculuğumuzun tam da bu sırasında o güzel australya havası artık yerini kapalı ve yağmurlu bir havaya bıraktı.:))) Eski denizcilerin o havalarda yol bulmak için kullandıkları feneri  bu havada daha iyi tecrübe etme fırsatı bulduk :DD

Deniz fenerinin bulunduğu alandaki kafede okuduğum ilginç bir yazıyı sizle de paylaşmak istedim.Bir gemiye neden kız ismi verdiklerini burada açıklayan ilginç bir yazıydı.



Otway ulusal parkının içinden geçerken  yol üzerinde okaliptüs ağaçlarında yağmura rağmen uyuyan kualaları doğal ortamlarında görmeye değerdi.Günün yirmi saatini uyuyarak geçirip diğer geri kalanında da okaliptus yaprakları ile beslenip kafa buluyorlarmış :))


Bir sonraki durağımız LOCH ARD GORGE ulusal parkıydı.





Ve işte Avustralya tüm eldeğmemiş doğasıyla karşımızdaydı.Ünlü Apollo bay gerat ocean road da yer alan bu bölge melbournenin 275 km batısında kalıyor.12 Apostles olarak adlandırılan yer tüm ihtişamıyla karşımızdaydı.Tam anlamıyla nefes kesici olarak değerlendirdiğim anlardan biriydi.Havanın kapalı ve birazda yağmurlu olması dolayısıyla helikopter turunu gerçekleştirememize rağmen manzara müthişti.Okyanusun o doğal havası ve denizin iyot kokusu insanı kendine getiriyordu.






Aynı hat uzerinde yer alan ve görülmeye değer bir diğer bölge ise Loch Ard Gorge.Burası yeşillerin arasında parlak sarı kumsalı ve berrak turkuaz mavisi koyu ile gözkamaştırcıydı.Erozyonunda etkisiyle kayalar burada sanki korunaklı bir yer inşaa etmişler,okyanusun hırçın dalgalarına karşı.Kumsala ancak birkaç merdivenden inerek ulaşılabiliyor.Birde küçük mağarası var kumsalın.

İngilterenden göç eden aileleri taşıyan geminin batması ve sadece iki kişinin hayatta kalmasıyla gerçeklesen trajik bir olaya sahne olmuş.Bu kumsal birkaç filme de ev sahipliği yapmış.










Artık yavaş yavaş havanın kararmaya başladığı dakikalarda son durağımız Gibson Basamaklarıydı.(Gibsons streps).Mükemmel bir kumsal ve gün batımı burada bizi karşıladı.Tarif etmek neredeyse imkansızdı.Burada Avustralyanın o mükemmel vahşi doğasıyla beraber nefeslerimizi tutmuş güneşin yavaş yavaş okyanusta kaybolmasını izledik.





1 yorum:

  1. Gayet güzel sade bir anlatım olmuş. Görseller anlatım hem açıklayıcı hemde zenginleştirici bir etki yapmış. Çok beğendim...

    YanıtlaSil