23 Eylül 2013 Pazartesi

AVUSTRALYA (Bölüm 3)

Melbourne şehir merkezi oldukça güzel  ve düzenli bir yer.Sanırım kışa denk gelmiş olmamızdan dolayı şehir sakindi.Şehirde gün erken saatlerde başlıyor akşam beşte bir çok yer kapalıydı.Sadece seven 7'ler açıktı.Birde şehirler arası tren istasyonun karşısındaki marketde saat dokuza kadar açık oluyordu.Şehir yakından tanımak için ilk gün pazar alışverişi yaptık.Eğer tam anlamıyla kendi rotanızı çizmek isterseniz Eureke sky dek 88 bunun için biçilmiş kaftan diyebilirim.Melbourne denize kıyısı olan bir şehir olmakla beraber içinden birde Yarra adında bir nehir akmaktadır.


Yarra Nehri



Eureke sky dek 88





Flinder Caddesi İstasyonu


Yarra Köprüsü


St Paul's Cathedral, Melbourne



Melbourne AAMI Park Stadyumu

State Tiyatrosu


Melbourne kriket stadyumu (melbourne cricet ground)






19.yüzyıldan kalma Block Arcade nin içinde bulduğumuz şirin bir çay evi oldukça ilgi çekiciydi. Numara 6 da konumlandırılmış 'Hopetown tea room' tamamen restore edilmiş iç dizaynı ve sıcak ortamı ile insanları kendine çeken bir havası var. Mekanın içinde kendinizi o dönemlerde hissediyorsunuz. Yalız Şunu söylemeliyim bu küçük dükkanda çok sayıda çeşit çay bulabilirsiniz ve de tatlı :)

 Eski Melbourne Hapishanesi (Old Melbourne Gaol) Gezilmeye değer bir başka nokta. Günümüzün gerikalanını burayı gezerek noktalamak istedik. Eski Melbourne Hapishanesi Melbourne de oteritenin sembolu olarak şehrin  siluetine hakimdir.1800 yılların ortalarında inşaa edilmiştir.1842 den 1929 yılında kapatılmasına kadar hapishane birçok azılı katillere ev sahipliği yapmış ve de 133 idam görmüştür.Ayrıca hapishane 2. dünya savaşinda Amerika birleşik devletlerinin askeri hapishanesi olarak kullanılmiştır.
Bu iç karartıcı yeri gezmek değişik bir tecrübe oldu bizim için.Hapishane koridorlarında gezerken bir binanın nekadar ürperici olabileceğini farkettim sanki tüm o yaşanmışlıklar ve o dönemde  yaşamış insalar hala koridorlarda gezer gibiydi.





İlginç olan bir başka nokta da bu hapishanede Avustralyalı Frenolojistle mahkumlar üzerinde farklı araştırmalar yaptığını gördük.Kısaca Frenoloji hakkında bilgi vermem gerekirse;



Frenoloji  kişinin kafasının şeklinden onun karakterini, kişiliğini ve suça yatkınlığını belirleme iddiasında olan bir teoridir. Alman doktor Franz Joseph Gall tarafından 1800'lerde geliştirilmiş ve 19.yüzyılda çok popüler bir teori olmuştur. Frenolojinin bir önbilim (protoscience) olarak beynin zihnin bir organı olduğu ve beyindeki belirli bölgelerin spesifik işlevler için örgenleştiğini şeklindeki görüşleriyle tıp bilimine katkıda bulunmuş olmakla birlikte günümüzde artık bir tür sözdebilimdir. Bir çok hükümlünün kafatası üzerinde  yaptıkları çalışmalar sonucunda kafatasıların yapı ve boyutları dürüst bir adamınki ile aynı özelliklere saip olabildiği görülmüşür.

Ertesi gün Sabahın ilk işikları ile Melbourne'nin en güzel açık hava parkını gezmeye gittik.
Werribe Open Range Zoo. Parkta isterseniz otobüslerle safari turuna katılabilir yada yürüme parkularınıda kullanarak hayvanları doğal oramlarında görebilirsiniz.Bizse her ikisini de yapmaya karar verdik.:)




Eski dönemlere ait aborjin lerin evlerini yeniden yapmak sureti ile canlandırmışlardı.Bu evleri gezmek oldukça keyif vericiydi.



Safari gezisine bizi 3 numaralı otobüsümüz getirdi:)





Bu geziye neredeyse tüm günümüzü ayırdık.Sizde Planlarınızı bu detaya göre ayarlayabilirsiniz :)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder